İRADE ve KADER

İrade ve Kader İlişkisi

İrade, sözlük anlamıyla istek, arzu, emir, dilek gibi anlamlara karşılık gelir. Kendi iradenizle bir şeyi ya yaparsınız, ya da yapmazsınız. İki türlü irade vardır; Külli irade, Allah'ın mutlak değişmez iradesidir. Cüz'i irade ise Allah'ın insana vermiş olduğu seçme özgürlüğüdür. Kader ise bütün olan ya da olacak olayların önceden yazıldığına, düzenlendiğine inanılan ilahi bir kavramdır.

İnsan iyiliği ve kötülüğü yaparken önceden yazıldığı için mi yapmıştır yoksa kendi bile isteye, özgür iradesiyle mi yapar ? Allah yazdığı için mi hata yaparız yoksa istediğimizi mi  Allah yaratır ? Bunu anlamak için imanın şartlarından olan 'hayır ve şerrin Allah'tan olduğu' kısmına dikkat etmek gerekir. Yani, özgür iradesiyle kötülük isteyen birisi için Allah kötülük yaratır. İyilik isterse de iyilik yaratılır. Birçok inanmayan insandan duymuşsunuzdur; 'Madem Allah yaratıyor her şeyi, neden hep iyilik yaratmıyor ?'. Bunun nedeni bizleriz. Kötülük isteyen biziz. Biz kötülüğü kendi irademizle istediğimiz için Allah' ta yaratıyor. Yani Allah'ın ilmi tüm olmuş, şu an olan ve olacak olanları kapsar. Yani 'Herşeyi hakkıyla bilir..' (Ankebut:62) Diyelim ki Nasa (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi), bir hafta sonrası için, büyük kasırgaların ve orman yangınlarının dünyanın dört bir tarafını esir alacağını açıklıyor. Tam bir hafta sonra da gerçekten Nasa'nın açıklamaları gerçekleşiyor. Peki bunun için Nasa'yı suçlamak akıl işi midir ? Nasa dedi diye mi oldu bu olaylar yoksa matematik, fizik, kimya vs. bir çok ilme sahip insanlar bu ilimlerle mi bildi olacakları ? Peki Allah'ın ilminin her şeyi kuşatması, her şeyi bilmesi ile (haşa) Allah'ı suçlayabilir misiniz ? Elbette hayır. 

Başka bir örnekle pekiştirecek olursak; diyelim ki siz matematik ilmini çok iyi biliyorsunuz. Ve şu anda kendinizi yüksek bir binanın en üst katında düşünün. Birden iki araba görüyorsunuz ve bu arabaların saat kaçta çarpışacaklarını ya da çeşitli matematik işlemleri yaparak bir kağıda yazıyorsunuz. Ve dediğiniz gibi tam da sizin hesapladığınız gibi saniyesi saniyesine çarpışıyor arabalar. Ve kaza yerine gidiyorsunuz insanlar elinizdeki kağıdı görüyor. Peki buna dayanarak sizi suçlayabilirler mi ? Ya da siz kendinizi suçlar mıydınız ? Yine hayır. İşte Allah'ın ezeli ve ebedi ilmiyle bildiği her iş ve olay da böyle gerçekleşiyor. Şu an ne yapıyorsanız siz kendi iradenizle yapıyorsunuz. Kendi iradenizle yaptığınız her şey, her olay, yaptığınız seçimler, yaşamınız Allah katında yazılıdır. Her insan hareketlerinde serbest olduğunu vicdanen bilir. Hiç bir baskı ve tesir altında kalmadan istediğini yapabildiğine bizzat kendisi şahittir. İnsan kendi kaderinin mahkumu olsaydı bu hayatın bir anlamı kalmazdı.

Eğer sonum biliniyorsa neden bu dünyaya gönderiliyorum ?

Bir öğretmen, öğrencilerini sınava tabi tutmadan bir kısmına kötü not, bir kısmına iyi not verse, kötü not alan öğrenciler; 'Biz sınava girseydik belki kötü not almazdık' diyeceklerdir. Ve tüm öğrenciler arasında büyük bir haksızlık olacaktır. Anlayacağınız üzere, insan bu dünyada imtihandan geçer. Eğer Allah insanları bu dünyada imtihana sokmasaydı, cehenneme gidenler 'Bizi imtihan etseydin şimdi burada olmazdık' diyeceklerdi ve tüm insanlar arasında büyük bir haksızlık olacaktı. Zaten bu soru başlı başına hatalıdır. İnsan zaten dünyaya Allah'a ibadet için gelmiştir. O'nu tanıyarak, yarattıklarına bakarak tefekkürle, sıkıntılara sabrederek ve İslam'ın başlıca insanlara öğrettiği ibadetleri yaparak hem Allah'a hem de cennete kavuşabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEFS, DMT ve EPİFİZ BEZİ İLİŞKİSİ

RÜYA HAKKINDA